5 Şubat 2012 Pazar

Dead Island [RELOADED] FULL Zamunda Torrent






İNDİRME TÜRÜ : Torrent
DOSYA TÜRÜ : İSO
PLATFORM : PC
SÜRÜM : RELOADED
RAR ŞİFRESİ : torrentoyuncum
CRACK : Mevcut 
BOYUT : 5.49 GB

      DEAMON TOOLS İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN!

İNDİRME LİNKİ EN ALTTADIR
                                                 
                                OYUN GÖRÜNTÜLERİ


OYUN HAKKINDA
elaket senaryolarının en üst noktada olduğu dönemler "geçti mi, geçiyor mu yoksa bunlar başlangıcı mı?" bu konuda sürekli fikir değiştiriyorum. Birkaç yıl önce her hafta bir zombi ya da vampir temalı film görmek mümkünken şimdilerde 3-4 ayda bir karşımıza çıkıyorlar. Bu oyunlarda da kendini gösteriyor. Dead Rising, Dead Island gibi oyunların; yani bir şehirde, bir bölgede iken zombiler tarafından istilaya uğramak fikri o dönemlerden kalma. Mesela Dead Island'ın duyurumu 2006 yılında yapılmasına rağmen oyun daha yeni piyasaya çıktı. Aslında bu tarz hikâyesi varmış gibi görünen ve tamamen eğlence üzerine odaklı yapımları hepimiz afiyetle yiyoruz. Zaten teoride eğlence üzerine eşitlenmiş oyun kelimesi ve bu eşitliği arayan oyuncuların da istediği bundan farklı değil. Kaliteli grafiklerle, düzgün oynanışı ve sıkmayan yapısı olan çoğu oyunda hiçbir şekilde konusuna önem vermemişizdir. En azından ben öyleyim. Dead Island da bunlardan bir tanesi. Peki, Call of Juarez: The Cartel ile istenileni veremeyen Techland bu sefer Dead Island da neler yapmış bir göz atalım.

Bu yıl Banoi'de tatil yapmadığınıza şükredin!

Oyuna başlarken oynamak istediğimiz karakterimizi seçiyoruz. Oyunda kullanılabilir dört karakterimiz var. Bunlar: Logan, Purna, Xian ve Sam B. bu karakterlerin kendilerine has ustalık sınıfları var. Kimisi ateşli silahlarda iyiyken kimisi bıçaklar konusunda usta. Ayrıca sağlık ve dayanıklılıkları da yine kendi aralarında ufak çaplı değişmeler gösteriyor. Bu karakterlerin içerisinde en göze batanı ise kuşkusuz Sam B. dayanıklılığı ve ağır silahlarda usta oluşu onun bu adadaki şansını daha da arttırıyor. Bu karakterlerin oyun içerisinde farklı bir hikâyesi yok. Karakter seçiminden sonra oyuna başladığımızda akşamdan kalmış olmanın verdiği bir afallamayla ve sebebini anlayamadığımız şekilde kopan çığlıklar arasında yataktan kalkıyoruz. Şöyle bir iki etrafa bakıp burada neler oluyor diye meraklanırken birden zombiler tarafından kovalanıyoruz. Zombileri atlatıp dışarı çıkmayı başardığımızda bir de bakıyoruz ki o cennetin dünyaya düşmüş parçası birden cehennemin ta kendisi olmuş. Bu noktadan sonra tek amacınız Banoi adasından sağ bir şekilde kurtulmak olacak. İlk paragrafta da belirttiğim gibi Dead Island'da hikâye derinliği ya da her karaktere özgü bir konu anlatımı beklemeyin. Adada hayatta kalmayı başaran insanlar yaşam mücadelesi verirken bir yandan da adadan kurtulmanın çaresini arıyorlar. Hikâye tam olarak bundan ibaret arkadaşlar. (:








Peki, pek iç açıcı olmayan bu girişten sonra çoğunuz "Ee, oynamayalım mı yani?" diyorsunuzdur. Tabii ki de hayır. Oyunun herhangi bir konusu olmayabilir fakat devasa boyutta ve özenle hazırlanmış tropikal Banoi adasında, Dead Rising'ten çıkmış zombilerle, Left 4 Dead'in co-op kardeşliğiyle ve yeterli RPG ögeleriyle sizlere sınırsız eğlenceli bir deneyim vaat ediyor. Hele hele topladığınız materyallerle yapacağınız silahlar iştahınızı kabartacaktır. Zaten kabartmaması mümkün de değil. Oyunun %25'lik kısmını resmen taşla sopayla gittikten sonra elinize adam akıllı bir silah aldığınızda içinizde zombi öldürme hissi en aç seviyesine ulaşıyor emin olun. Ayrıca Banoi, tatil cenneti bir yer olduğu ve kimse "buraları bir gün zombi basabilir, silah alayım!" demediği için ateşli silahlar çok az sayıda bulunuyor. Bir şekilde silah bulsanız bile bu seferde mermi sıkıntısı başlıyor. Çünkü bir kamyon mermi de olsa o adadaki zombilere yetmez vallahi billahi. O yüzden bulduğunuz silahları çok ama çok dikkatli kullanmanızı tavsiye ederim.

Ben oyunu oynarken, hadi itiraf ediyorum, ben oyunu tek başıma oynarken kendimi GTA'nın bir zombi modunu deniyormuş gibi hissettim. Bu fikre nereden kapıldığımı sorarsanız; oyunda sadece ana görevlerinizi yapabileceğiniz gibi onun yanında yan görevlerde yapabiliyorsunuz. Ana görevlerinizde ilerledikçe daha da fazla yan görev açılıyor ki bu oyunun oynanabilir süresini ciddi şekilde uzatıyor. Herhangi bir şikâyetimiz yok tabii ki bu konu da çünkü görevler birbirinden farklı. Örneğin: birisi sevdiği insanların zombi olmasına ve öylece kalmasına dayanamamış ve onları sanıyorum öldürmüş. Kendi dinine uygun bir cenaze töreni hazırlamak için bizden yardım istemişti. Veyahut adanın bir yerinde mahsur kalmış bir kişiyi de kurtarmamızı istiyorlar. Bu şekilde eğlenceli ve farklı onlarca yan görev var. Ana görevleriniz ise yan görevlere benzer olsa da verdiği deneyim puanını fazlalığı ve ilerleyebiliyor olması yan görevlerden ayrılmasını sağlıyor. Dedim ya GTA'ya benziyor diye. Adanın tüm kısmı oyunun başında açık değil. Siz ana görevlerinizde ilerledikçe adanın diğer kısımları da kullanıma açılıyor. Tabii GTA'daki gibi adanın kilitli olan kısmı ile açık olan kısmı arasında polisler beklemiyor. (: Bu defa ACT sistemi yapmışlar. İlk bölgeniz ACT 1 iken, bir sonraki bölge ise ACT 2 şeklinde olmuş.








Biraz da adadan ve oyunun atmosferinden bahsedelim. Yazı başında belirtme gereği duymadım ama illaki merak edenler varsa Banoi, Güneybatı Pasifik'te, Papua Yeni Gine sınırları içerisinde bulunan hayali bir ada. Ama insan keşke hayali olmasa diyormuş. Zira adanın tasarımını kim yaptı bilmiyorum ama fark etmeden gerçekten de yaşanabilir bir tatil köyü yaratmış. Fark etmeden diyorum, tamam bir şema vardır mutlaka ki ama bu kadar harika, bu kadar kusursuz yapılamaz be kardeşim. Adanın görüntüsüne hayran olmamak elde değil. Bir de diğer oyunlarda ki mekânlar gibi birbirinin aynısı sokaklar, caddeler, binalar falan yok. Her biri farklı farklı ve özenle, detaylıca hazırlanmış. Nereye girerseniz girin, salgının getirdiği yıkımı ve öncesinde orada ki yaşanmışlığı hissedebiliyorsunuz. Oyunu atmosferi de adanın kendisi gibi kusursuz. Ara ara tropikal fırtınalara denk gelmenin verdiği mutluluğu ve bomboş sokaklarda gezerken gelen zombi çığlıklarının verdiği rahatsızlığı iliklerinizde hissediyorsunuz. Oyunun atmosferi sizi öyle bir sarıyor ki kendinizi resmen oyunun içerisinde buluyorsunuz.

Zombieland

Banoi adasının yeni ev sahiplerine bir göz atmadan geçmek olmaz. Her biri birbirinden farklı olmasa da adada hatırı sayılır çeşitlilikte zombi görmek mümkün. Dış görünüş olarak diyorum. Kendilerine has özellikleri bakımından 3'e veya 4'e ayrılıyorlardır. Kimisi yavaş hareket ederek sizin onu öldürmenizi beklerken, kimisi o kadar hızlı hareket ediyor ki bazen sizin kaçtığınız bile olabiliyor. Bazen kimisi de zehirli kokular yayarak üzerinize gelmeye çalışıyor. Özellikle görev noktalarınıza atılan irili ufaklı patron zombilerle yeterli olduğuna kanaat getirdiğim çeşitlilikte zombiler mevcut. Yani bir uçanı bir de yerden çıkanı yok, onlarda olmasın zaten. (: Zombilerin zorluk derecesi sizin level seviyenize oranlanmış olduğu için ilk başta sadece tahta ile rahat öldürdüğünüz zombileri siz level 20'lere geldiğinizde yine tahta ile o kadar da kolay ölmediklerini göreceksiniz. Yine zombilerin tasarımları, animasyonları ve tepkileri ise bırakın zombi oyunlarını birçok oyunda göremeyeceğiniz kalitede. Mesela, kesici silahlarla zombilerin kafalarını veya ayaklarını kesebilir ya da sadece kollarını kesip karşısında bıyık altından gülebilirsiniz. Kesip biçmek size göre değilse, ezici silahlarla kolunu bacağını kırabilirsiniz. Hem kesme hem de kırma işlemi o kadar güzel detaylıca hazırlanmış ki gerçekten oyuna çok büyük artı katıyor. Çünkü oyunun en büyük eğlencesi de bu zaten. Ayrıca crosshair'in zombiler üzerinde hareket edebilir olması sayesinde tam olarak yapmak istediğinizi oyuna aktarmanızı sağlıyor.

Oyunun kooperatif özelliği genel anlamda "arkadaşlarınızla zombi avına çıkın" tadında. Çünkü tekli veya çoklu oyunların hikâyeye hiçbir etkisi yok. Arkadaşlarınızla oyuna girip görev aldığınızda biriniz aracı sürerken, diğeriniz de aracın kasasında varsa elindeki silahla zombilere korku salabilir. Kooperatif deneyimin tekli oyundan farkı ise oyuncu sayısına göre zombilerin sayısı ve dayanıklılığı olmuş. Yani daha çok ve daha güçlü geliyorlar. Yine de kooperatif oyunun eğlenceli yapısına tavana çıkarmayı başarıyor. Kooperatif yahut tek başınıza oynamak istiyorsanız seçeneklerden online bölümüne gelin ve oyun türünü "Cooperative" ya da "Single Player" olarak değiştirin. Kooperatifi seçtikten sonra oyuna başlayın ilk act'a geldiğinizde ESC tuşuna basın ve "Game Lobby"e gelin, oradan "Send Invite"ye tıklayın ve Steam üzerinde oyuna sahip arkadaşlarınızı oyuna davet edin. Yalnız dikkat etmeniz gereken bir husus var. Sizin level seviyeniz ve oyunda ilerlediğiniz bölümlerin oranına denk ve eşit olabilecek oranda oyuncularla oynayabilirsiniz. Yani arkadaşınızla oynamak istiyorsanız yeni oyuna başlayın ve beraber oynayın. Siz oyunda ilerlemişken arkadaşınızın en baştan oyuna katılıp yanınıza gelmesi mümkün değil.








Diğer yandan Dead Island'ın grafikleri gerçekten çok kaliteli. Efektler ve doku kalitesi ve adanın detaylı tasarımı göz zevkimize hitap ediyor. Dead Island'ın grafikleri ise bana Call of Juarez: The Cartel'in grafiklerinden daha kaliteli görünüyor. Hem karakter animasyonları hem de doku kalitesi daha detaylı görünüyor gözüme. Hâlbuki her iki oyunda Crome Engine 5 grafik motorunu kullanıyor. Tabii grafiklerin kalitesi kusursuz değil. Özellikle ara ara grafik hataları oluyor. Zombiler kapının içinden kollarını bacaklarını sokuyor ya da havuzun merdivenlerinin içine sıkışıyorlar. Hadi bunlara gözümü kapadım ama havuzun üstünde duran deniz topunun bir milim bile, o hareket eden suyun üzerinde hiç oynamaması, yine buna benzer şekilde olduğu yere (suyun üstüne) çivilenmiş gibi duran deniz yatağının mantığını kavrayabilmiş değilim. Yine kafeterya ya da sahil kısımlarında bulunan güneşliklerin birer kalas gibi duruşu insanın oyuna olan düşkünlüğüne çamur atıyor resmen. O kadar tropikal fırtına var arkadaş, bez parçasısın yahu kıpırda azıcık değil mi? Grafiklerin kalitesi ve adanın tasarımına laf yok gerçekten çok etkileyici fakat bu gibi ufak detaylara da dikkat etselermiş daha güzel olurmuş. Hani bir laf vardır "sinek pis değil ama mide bulandırır" diye. Bu da tam olarak öyle bir şey işte arkadaşlar. 

Sistem Gereksinimleri
Dead Island
Dead Island Pc minumum sistem gereksinimlerini sizlerle paylaşalım. Bu sistem gereksinimleri, Steam'in Dead Island sayfasında yayınlanmıştır. Dead Island sistem gereksinimlerinde etkili olan husus, oyunun oyun motoru olan Chrome Engine 5.

 Dead Island Pc Minumun Sistem Gereksinimleri

    Windows Xp, Windows Vista, Windows 7
    Intel Core 2 Duo @ 2.66 Ghz
    512 MB NVIDIA GeForce 8600 / ATI Radeon 2600XT
    1 GB Ram
    7 GB Sabit Disk Alanı
    Direct X 9.0c uyumlu ses kartı
    klavye, mouse

Dead Island Tavsiye Edilen Sistem Gereksinimleri

    Windows 7
    Intel Core 2 Duo @ 2.66 Ghz
    1 GB NVIDIA GeForce 9600
    4 GB Ram
    7 GB Sabit Disk Alanı
    Direct X 9.0c uyumlu ses kartı
    klavye, mouse
                                    OYUN FRAGMANI
 







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder